Unutmayın! Evliliği sevgiyle yürütememişseniz, saygıyla bitirmelisiniz. Çekemezsen gülün nazını, ne dikenine dokun ne gülü incit! Boşanma kararı verdikten sonra taraflar birbirini incitmeden ayrılmasını bilmelidir.
Boşanma her şeyin sonu değil
Eğer eşler evliliği sürdürecek sevgi, saygı ve anlayışa sahip değillerse, birbirlerine karşı güvenlerini kaybetmişlerse, böyle bir evliliği sürdürmek bireylere faydadan çok zarar verebilmektedir.
İlişkiyi ve evliliği sürdürmeye yönelik çabalar yetersiz kaldığında, yaşanan kaygı ve stres aile üyelerinin psikolojik sağlığını bozmakta, sosyal hayatlarını olumsuz etkilemektedir.
Boşanma Kararı
Yürümeyen bir evlilikle ilgili, boşanmanın nihai karar olduğu tüm aile üyeleri tarafından kabul edilmeli ve ona göre hareket edilmelidir. Boşanmanın, eşlerden birinin tek başına alabileceği bir karar olmadığı bilinmelidir.
Ayrılıktan en çok etkilenecek olan çocuklara boşanma kararı, açık ve net bir şekilde eşler tarafından birlikte ifade edilmeli, onların hayatında ne gibi değişiklikler olacağı anlatılmalıdır.
Çocukların, boşanmanın nedeni ya da nedenlerinden biri olmadıkları çok iyi anlatılmalı, çocuklar suçluluk psikolojisine itilmemelidir. Anne ve babanın çocuklarına karşı sorumluluklarının devam ettiği ve sevgilerinin azalmayacağı söylenmelidir.
Boşanma sonrası çocuklar acıma duygusuyla yaklaşılarak şımartılmamalıdır. Çocukları taraf tutmaya zorlamak, diğer ebeveyn için bir tehdit aracı olarak kullanmak onların kişiliklerinde onulmaz yaralar açacaktır.
Anne-babalar, ayrılmış olsalar bile çocuklarının özel günlerinde onların yanlarında olarak psikolojik bir doyum sağlamalarına ve kendilerini güvende hissetmelerine yardımcı olmalıdırlar.
Eşler ve çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerine rağmen boşanma, hayatın sonu ya da daha kötü bir hayatın başlangıcı olarak düşünülmemelidir.
Aile
Ayrılık ve boşanmak her zaman en son ve her türlü diğer yollar denendikten sonra düşünülmelidir. Çünkü aile toplumun özüdür. Onu tahribe yönelen her şey toplumun tahribine yönelmiş demektir.