Halk arasında trafik polisleri ile ilgili şöyle bir söz dolaşır. Amirleri acemi trafik polislerine günlük ceza yazma limiti koyarlar. Bu limitin altına düşmemeleri gerekir.
Yeni trafik polisi olmuş acemi hiç ceza yazamaz. Bir iki amiri bakar olmuyor bunu odasına çağırır ve derki, eğer yarın da ceza yazamazsan seni şehir dışına süreceğim. Ceza yazana kadar da geri getirmeyeceğim.
Trafik polisi bir sonraki gün de hiçbir araca ceza kesemez ve amiri tarafından şehir dışında görevlendirilir. Burada canı sıkılan acemi polis hırs yapar. Bugün kesin ceza yazıp geri döneceğim deyip durur. Ancak işin kötü tarafı o gün hiç araç gelmez. Akşam olur. Hava karanlıklaşır iyice. Tam umudu kesmişken bir bakar uzaktan bir ışık geliyor. Aha da aradığım araç geldi diye sevinir. Işık yakınlaşınca bir bakar bisiklet. Polis kararlıdır. Bisikleti durdurur:
– Sana ceza keseceğim. Işıkların neden yanıyor?
Bisikleti süren şaşırır ve:
– Lamba yanmasa ben bu karanlıkta nasıl bisiklet süreceğim memur bey.
Polis bakar lamba olmadı;
– Neden pedalla kullanıyorsun? diye sorar
Adam iyice şaşırır:
– Bu bir bisiklet polisim, pedal çevirmeden nasıl süreyim.
Polis kararlıdır ceza kesecektir ama hangi sebeple.
– Akşam karanlığında bu ıssız yerde bisiklet kullanmaktan korkmuyormusun?
– Korkmamı gerektirecek bir sebep yok. Ayrıca sağ omzumda Meryem ana, sol omzumda İsa varken neden korkayım.
Polis kıs kıs güler ve:
– Aha şimdi yaktım seni. Demek tek kişilik bisiklete üç kişi binersin ha…